Görsel kültür; televizyonlarda, filmlerde,
kitaplarda, alışveriş merkezlerinde, reklamlarda, mimaride, çizimlerde olduğu
kadar günlük hayatımızın da içindedir. Kerry Freedman görsel kültür için; “
Günlük deneyimin önemli bir parçası olduğundan gerçek olarak görülmelidir.” Diyerek
bir bütün olarak görsel kültürü günlük deneyimin önemli bir parçası olarak
gördüğünden bahseder. Popüler sanatın ilgi gördüğü yıllarda günlük hayatın
içinden imgelerin sanat yapıtına konu olduğundan bahsetmiştik. Sanatı hayatın
içine dahil etmek isteyen sanatçıların var olduğu o yıllarda sanatçılar,
Amerikan Soyut Dışavurumcu tarzına yeni arayışlar içerisindeydi ve Robert
Rauschenberg ve Jasper Johns bu arayışın önemli temsilcilerindendi. Tuval ve
boya üzerinden yapılan çalışmaların aksine bu iki sanatçı günlük hayatın
içinden hazır imge ve nesnelerden yola çıkarak bazı asamblaj, kolaj ve resimler
yaparak insanlara yeniden Dada akımını hatırlatmıştı. Daha sonra bu sanatçılar
Neo-Dada ismi ile anılmaya başlamışlardır.
1910’lu yıllarda
ortaya çıkmış olan Dada akımını kısaca hatırlayacak olursak, 1. Dünya Savaşı
yıllarında bir grup sanatçının bir araya gelerek savaşı, insanlığı hatta sanatı
eleştiren eserler yaptıklarını, tiyatro ve konserler düzenlediklerini, şiirler
yazıp gösteriler gerçekleştirdiklerini hatırlarız. Sanatı ve sanatçıyı
eleştirmek ve protesto etmek adına yaptıkları eserler genellikle basit,
anlamsız ve tamamen kuralsızdır. Dönemin en önemli isimlerinden olan Marcel
Duchamp, kolajın bıraktığı yerden devam ederek hazır nesneleri sanat yapıtına
dahil etme fikrini aşarak, hazır nesneyi olduğu gibi sanat eseri haline getirmiştir.
Sanata karşı yapılmış bir protesto olan bu davranışıyla Duchamp, sanatı bir
yetenek ve beceri eylemi olmaktan çıkartarak düşünsel bir davranışa
dönüştürmüş, var olan estetik beğeni ölçütlerini sorgulamış ve sanatın sadece
görsel bir zevk olduğu fikrini reddetmiştir.
Yeniden
Rauschenberg’in hazır nesneyle boyayı harmanlayan “Yatak”(yukarıda) adlı çalışmalarına ve
Johns’un “Bayrak” (solda) gibi imge/nesne çalışmalarına dönecek olursak, onlarında
Duchamp’ın bıraktığı yerden devam ettiklerini söyleyebiliriz. O dönemde
sanatçıların isimlerinin Dada ile anılmış olması Duchamp’ın kulağını da gitmiş
ve yazmış olduğu bir mektupta “Ben hazır nesneyi keşfettiğimde estetik olguyu
yerle bir etmeyi amaçlamıştım. Neo-Dadacılar ise benim hazır nesnelerimi
estetik buluyorlar!”diyerek Neo-Dadacı sanatçıları eleştirmiştir. Aynı zamanda
Duchamp bu mektupta “Yeni Gerçekçilik, Pop Sanat, Asamblaj vb. isimlerle anılan
pek çok akım Dada’nın temelleri üzerinde yükselmekte ve Dada’yı kolay bir çıkış
yolu olarak kullanmaktadır.” Diyerek Yeni Gerçekçilik Akımı’nı da Neo-Dada’ya
dahil etmiştir. Bir sonraki yazıda Yeni Gerçekçilik akımına Neo-Dada üzerinden
kısaca değineceğim.
(Kaynakça)
Kerry Freedman – Teaching Visual Culture
Norbert Lynton – Modern Sanatın Öyküsü
Sam Phillips – Modern Sanatı Anlamak
Ahu antmen – 20. Yüzyıl Batı Sanatında Akımlar
Terry Barrett – Neden Bu Sanat?
Yorumlar
Yorum Gönder