Gerçekliğin yeni keşfi

 

    1950’li yıllarda Neo-Dada adıyla anılan bir diğer akım ise Yeni Gerçekçilik akımıdır. Akımın manifestosunu yazan Fransız eleştirmen ve şair Pierre Restany; “ Tüm dillerin ve tüm üslupların tükendiği bir nokta söz konusudur. Yeni Gerçekçilik ise artık çoktan miadını doldurmuş olan resim ve heykel alanında yeni bir formül değildir gerçeğin kavramsal ya da düşsel bir prizmadan geçirilmiş bir yansıması da değil, ta kendisinin algılanmasının tutku dolu macerasıdır.” Diyerek Yeni Gerçekçilik akımının ne olduğundan bahsetmiştir.
      Kerry Freedman “Teaching Visual Culture” kitabında, “Tarih çalışmak bize şu anda içinde bulunduğumuz kavramsal konumları sağlayan kültürleri ve toplumları anlamamıza yardımcı olur” demektedir. Yeni Gerçekçilik akımı da 1950’li yıllarda dönemin tüketim kültürünü yansıtmış ve böylece ortaya çıktığı çağın bir yansıması haline gelmiştir. Modern çağın devam ettiğini, bir devinim halinde olduğunu ve geri döndürülemeyeceğini düşünen sanatçılar tarafından ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bir önceki yazıda Duchamp’ın Neo-Dadacı akımları eleştirdiğinden bahsetmiştim. Çoğu eleştirmen Duchamp’ın bu çıkışının haklı olduğundan bahseder. Çünkü Neo-Dadacı akımlar yeni çağın yeni estetiği olarak gündeme gelmiştir ve Duchamp’ın amacının aksine hazır nesneleri kullanırken estetik olgulardan uzaklaşmamışlardır.
      Yeni Gerçekçiler çalışmalarını yaparken gerçeklik duygusunu yeniden kavramayı ve yansıtmayı amaçladıkları için birbirinden farklı ve ilginç malzemelerden yararlanmışlardır. Genellikle atık ve buluntu malzemelerle eserler üretmişlerdir. Örneğin Armand Fernandez(Arman) isimli Fransız sanatçı, alelade bulduğu malzemeleri cam bir fanus içine sıkıştırarak sergilemiştir. Heykeltıraş Cesar Baldaccini de Arman’ın “Kompresyonlar” isimli dizisini tekrar ederek çoğunlukla arabalardan elde ettiği metal hurdaları sıkıştırıp küp haline getirerek sergilemiştir. 



      Yeni Gerçekçilik akımının bir diğer temsilcisi de Yves Klein’dir. Klein’i genellikle Uluslararası Klein Mavisi (IKB) ile yapmış olduğu antropometrik çalışmalarıyla tanıyoruz. Aynı zamanda kadınların bedenlerini boyayıp yüzeylere bastığı çalışmaları performans sanatının da habercisi olmuştur. Yeni gerçekçiliğin fikir olarak şekillenmesinde Restany ile aktif bir rol almıştır. Fakat akımın ilk sergisinin isminin “Dadadan 40 Derece Yüksek” olması konusunda Restany ile zıtlaşmış ve kendi yaptığı sanatın Dadanın yıkıcı tavrıyla alakası olmadığını savunmuştur. 1962 yılında Klein’in ölümünden sonra Yeni Gerçekçilik akımı etkin halini kaybetmiştir. Fakat ileride kavramsal sanat dahilinde birçok akımın önünü açmıştır.

(Kaynakça)
Kerry Freedman – Teaching Visual Culture
Ahu Antmen – 20. Yüzyıl Sanatında Akımlar
Norbert Lynton – Modern Sanatın Öyküsü
Sam Phillips – Modern Sanatı Anlamak




Yorumlar

Popüler Yayınlar